29 Kasım 2018 tarihinde İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Ülkeler İkinci Arabuluculuk Konferansı gerçekleştirilecektir. Konferans vesilesiyle, özel makale kaleme kalan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu, makalesinde barış arayışı girişimci bir dış politika gerektirir mesajını öne çıkarmaktadır. Bakan Çavuşoğlu makalesinde şöyle demektedir, bu hafta İstanbul, arabuluculuk hakkında iki ayrı birbiriyle bağlantılı iki ayrı uluslararası konferansa ev sahipliği yapacak. Bunların ilki, çatışma haritasındaki mevcut durum ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyelerinin arabuluculuk kapasitesine ilişkin olacaktır. İkincisi ise daha geniş kapsamlı olacak ve sürdürülebilir kalkınma, barış ve arabuluculuk arasındaki bağlantılar, arabuluculuk süreçlerinde cinsiyet dengesinin sağlanması ve gençlerin bu süreçlere dâhil edilmesinin yolları ile çatışma ve arabuluculuk analizinde büyük veri ve yapay zekânın rolü üzerine görüşlerin ortaya konacağı zihin açıcı oturumları içerecektir. Bu tür konferansların neticede sadece birer konferanstan ibaret olduğu düşünebilir, ancak İstanbul Arabuluculuk Konferanslarının, meseleler hakkında ortak bir anlayış ve arabuluculuk ve çatışmaların barışçıl yollarla çözümü için eyleme yönelik gündem oluşturulmasında bir hayli etkili oldukları kanıtlanmıştır. Bu konferansların ev sahibi ve Birleşmiş Milletler, AGİT ve İİT gibi üç önemli uluslararası kuruluş bünyesindeki Arabuluculuk Dostları Grubu’nun eş başkanlığını yürüten tek ülke olarak Türkiye, bu konferanslardan elde edilen sonuçları bahsi geçen uluslararası kuruluşlarda paylaşma imkânına sahiptir.
Bakan Çavuşoğlunun makalesini, gerçek şudur ki, 21. yüzyılda insanlık farklı bir sınamayla karşı karşıyadır. Pek çok kişi uluslararası hukuk, kurumlar, demokrasi ve hukukun üstünlüğü, hesap verilebilirlik, serbest ticaret, cinsiyet eşitliği ve diğer konularda elde edilen kazanımlar açısından bardağın yarısının dolu olduğunu düşünürken, bardağın boş kalan kısmı kendini göstermeye başlamıştır. Hepimiz belirtilerin farkındayız ve bunları yeniden hatırlatmaya gerek yoktur değerlendirmesi ile devam etmiştir. Konuyu detaylı ele alan Bakan Çavuşoğlu makalesini, eğer önleyici diplomasi ve çatışmaların barışçıl çözümü başlıca öneme sahipse, bunu ciddiye almalıyız. Bu değerlendirme, BM, AGİT ve İİT Arabuluculuk Dostlar Grubu eş-başkanı sıfatıyla, bu hafta İstanbul’da düzenleyeceğimiz arabuluculuk alanında bir kapasite geliştirme eğitim programının ve iki arabuluculuk konferansının ev sahibi olarak Türkiye’nin çabalarını arabuluculuk alanına yönlendirmektedir sözleriyle tamamlamaktadır.